Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Rakı şişesinde odun olsam...

Rakıdan bahseden bu yazının, biradan bahseden yazının hemen arkasından gelmesi aslında tesadüfen oldu. Ama düşünmeye başladım, acaba tematik blog mu yapsam diye... Geçen yazıda olduğu gibi rakıdan, onu ne kadar sevdiğimden ya da farklı rakı markalarından bahsetmeyeceğim bu sefer. Aksine, hem bir reklamcı hem de bir vatandaş olarak beni ziyadesiyle rahatsız eden bir tarafından tutacağım konuyu: Medyada görmüş olabilirsiniz, Tütün ve Alkol Pisayası Düzenleme Kurulu'nun (TAPDK) kararıyla artık alkollü içecek reklamlarında, alkollü içeceğin herhangi bir gıda ile ilişkilendirilmesi yasaklandı. Yani, biranın yanında patates gösteremeyeceksiniz ilanınızda. Rakı-Balık diye bir ikili de artık yok mesela -Rakı-BoşMasa olur ama- ... Haddim olmayarak Orhan Veli'nin meşhur dizesine müdahale ettim ben de. Neme lazım, yakında rakı şişesinde balık olmak da yasaklanır, ben elimi çabuk tutayım dedim. Yeni Rakı'nın konuyla alakalı iki adet şahane -ayakta alkışlanası- ilanına bakmadan e

Beer is proof that God loves us and wants us to be happy*

Şurada teaser'ını yaptığım yazıyı anca yayınlayabildim. Bu yazı 11 Temmuz 2009 tarihinde, 17:45 sularında kaleme alınmıştır. Benimle belli bir süre vakit geçirme şerefine nail olabilmiş dostlarımın hiçbiri, benim biraya olan sevgimin yoğunluğuna itiraz edemez diye düşünüyorum. 2005 Haziran’ında birlikte bir Brüksel seyahati gerçekleştirdiğim dostlarım buna en yakından şahit olmuş insanlardır. Dün akşam, bahsi geçen bu dostlardan biri olan, kadim dostum Emre ’yle oturup ikişer bira içtik Don Kişot ’ta (Tamam, ben 3 tane içtim). Daldan dala atlayan muhabbetimizin bir kısmında da biralardan laf açıldı. Bugün, uzun bir aradan sonra yazdığım ilk blog yazısının konusunun ne olacağını düşünürken aklıma biradan bahsetmek geldi. Şöyle bir hayatımda yer etmiş biraları düşünüyorum da; hepsi, kimi iyi kimi kötü -çoğu zaman iyi- zamanların setinde yer almışlar. Liste uzun, aklıma geldiği sırasıyla: Efes Pilsen , Efes Dark , Mariachi , Tuborg , Carlsberg , Jacobsen , Hansa , Guinness , Astr

Rock'n Coke'a gideriken...

Masamın yanında çantam, uyku tulumum, matım ve çadırım hazır olarak duruyor... Akşam Sadun Bey , Sedef Hanım ve Bahadır Bey 'le birlikte Rock'n Coke yollarına düşüyoruz... Etkinlik boyunca twitter ve flickr kullanmayı planlıyorum. ( "İkisini ayrı ayrı takip etmekle uğraşamam ben!" diyenleri friendfeed 'e alalım...) Belki facebook 'a da biraz fotoğraf atarım. Belki de atmam, hatta muhtemelen atmam... Ha tabii belli mi olur, belki de hiç uğraşmam, hiçbir yere hiçbir şey göndermem (:

İzmir'de bi' şeyler oluyor!

Şimdi efendim, gün geçmiyor ki aklımıza bir soru takılmasın... Vay efendim "Triband neydi?" , yok efendim "LED nedir? Yenir mi, içilir mi?" . Şimdi 3 tane genç var: Aslı, Emin ve Mert. Bunlar işte bu sorulara ellerinden geldiğince cevap veriyorlar. Birinden birinde doğru cevap var, hangisinde olduğunu bulmak da size kalmış artık... Bu İşte Bi' İş Var! Uzun lafın kısası: Chuck'taki Buy More var ya, işte onun orijinali olan Best Buy , Türkiye'deki ilk mağazasını yıl sonunda İzmir'de açıyor. Best Buy, Güleryüzlü ve yardımsever satış elemanları (a.k.a. Mavi Tişörtlüler) bulabilsin diye de biz böyle bir şey yaptık. Elimize sağlık...

16 yıl önce...

16 yıl önce bugün bu ülkede 33 kişinin diri diri yakıldığını hatırlıyor musunuz? İtfaiyeler gelmek bilmiyor. Oysa biraz önce taş atan güruh çoktan ateş altına almış oteli. Pir Sultan Abdal'ın heykeli vinçle yerinden sökülüyor, ağızlarından cehalet, yobazlık, gericilik köpükleri saçan grup, şimdi o heykeli iplerle bağlayarak çığlıklarla sürüklüyor, cadde boyunca. Sivas, tarihinin utancını yazıyor o sırada. Meraklı bakışlar, geç gelen itfaiye ve içerde cayır cayır yanan Behçet, Hasret, Metin, Asım, Nesimi ve şenlikler için gelen onca aydın yürekli insan. "Etrafta et kokusu var" diyor, spiker, dehşet dolu gözlerle. ( yazının tamamı ) Bir sene önce de şöyle bir şeyler yazmışım... Bu da sadece iki gün öncesinden bir hadise... Bu ülke sanki her geçen gün daha ruh karartıcı bir yer oluyor...