Ha, açıkçası ben bazen, eğer sınavda feci sıkıldıysam, enteresan şeyler yazıp sonrasında da anlatmayı seviyorum: "Sınavda sekiz sorunun yedisini cevapladım, ama cevaplarımın üçünde soruları eleştirdim, 'Bu soru asıl şu şekilde sorulmalıdır' ya da 'Bu tamamen gülünç bir tartışma konusudur, asıl tartışılması gereken şudur' gibi bir şeyler yazdım işte..." (Bu bahsettiğim sınavdan kaç aldım acaba? Bakmadım hâlâ bu sınavın sonuçlarına.)
Tabii aynı şekilde hocanın da kendi arkadaşlarıyla, sınav kağıtlarına yazanları paylaşması mümkün: "Oğlum geçen gün salak öğrencinin teki ne yazmış biliyor musun?" şeklinde.
Ama bu tarz ihtimaller haricinde sınav kağıdı yalnızca öğrenciyle hocanın paylaştığı mahrem bir bölge gibidir işte. Samimiyetinize ya da hocanın insafına güveniyorsanız özel notlar sıkıştırabilir, "Hocam umarım yazımı okuyabilirsiniz", "Hocam şu soru biraz aceleye geldi, kusura bakmayın", "Vay be, ne güzel soru sormuşsunuz... Bu dediğiniz kitapların hepsiniz siz okudunuz mu şimdi?" gibi muhabbetlere girebilirsiniz. Ne var ki istisnai durumlar haricinde hocanızın cevabını ancak fakülte koridoruna asılan not listesinden öğrenirsiniz. (Ya cidden, ben kaç aldım acaba o sorularını eleştirdiğim sınavdan?)
bugün okuduğumuz sınav kağıtlarının biri geldi aklıma. benim okuduğum sayfadaki test sorularından birinde seçilen şık yuvarlak içine alınmakla kalmamış etrafına yaprakcıklar da çizilip bir çiçek yapılmıştı. ben de gülen surat çizdim yanına. keşke doğru şık olsaydı bir de.
YanıtlaSilhah işte, hemen gel anlat... ne mahremiyeti kaldı şimdi? (:
YanıtlaSilbence o öğrenci şıkkın yanlış olduğundan kıllanıp yanında rüşvet vermeye çalışmış, sınav çoktan seçmeli olmasaydı da belki "kesinlikle çok doğru bir soru sormuşsunuz" diye başlayabilirdi cevaba...