Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BCN - Bölüm 3:
Yedim yedim doymadım...

Previously on Gudik: BCN - Bölüm 1: Münih Havalimanı'nı kaç saniyede koştum? BCN - Bölüm 2: Ben Gaudí gördüm. " Ne Barselona'ymış be birâder, yaza yaza bitiremedin... " diye serzenişte bulunduğunu duyar gibiyim sevgili okur, şunu bil ki haksız değilsin. Ama beni az çok tanıyorsan lafı uzatmayı sevdiğimi de bilirsin... Eğer tanımıyorsan da, mesaj at, tanışalım (: Her neyse, lafı daha fazla uzatmayayım, gezilecek yerlerden bahsettim geçen yazıda. Bu yazıda da biraz yemek içmekten ve benzeri detaylardan bahsederek toparlayacağım bu yazıyı. Yemekten başlayalım. Yemekler çok güzel. Bunun kişiden kişiye değişecek bir şey olduğunu biliyorum ama, bana öyle geliyor ki her damak tadına uygun ve lezzetli bir şeyler bulmak mümkün olur Barselona'da. Bendeniz, ayıptır söylemesi, -farklı biçimlerde ve farklı türlerde olacak şekilde- bolca kırmızı et tükettim. Herbiri de birbirinden lezzetliydi. Bir gün organik-vejeteryan bir öğün yedim, gayet güzeldi. Deniz ürünlerine düş

Etkileşim azalması

Barselona seyahatine dair üçüncü ve son yazımı da yazdım. Üzerinden bir geçip, belki bir-iki fotoğraf da ekledikten sonra yarın yayınlamayı planlıyorum. Ondan önce sana sormak istediğim bir şey var sevgili okur. Blogun ilk zamanlarında gayet yüksek olan etkileşim git gide düşerek son aylarda sıfıra ulaştı. Hiçbir yazıya yorum gelmiyor neredeyse. Zaten, benim gibi blog sahibi olan pek çok yakın arkadaşım artık yazmayı da bıraktılar. Üzücü biraz. Her neyse, şunu soracağım: Neden yorum yapmıyorsun? Yine yorum yapmazsın diye, yan tarafa bir anket ekliyorum, bari onu cevapla (: Yorum da yapabilirsin tabii...

BCN - Bölüm 2:
Ben Gaudí gördüm.

Previously on Gudik: BCN - Bölüm 1: Münih Havalimanı'nı kaç saniyede koştum? Barselona macerası kaldığı yerden devam. Şimdiden söz veriyorum sevgili okur, bir önceki yazı kadar uzatmamaya çalışacağım lafı. Hatta, eğer becerebilirsem kronolojikten ziyade daha tematik bir sıralamayla karşına çıkma niyetindeyim. Bakalım olacak mı? Barselona'yı gezmem şu ana kadarki en keyifli seyahatlerimden birisi oldu. Bunun en büyük sebebi de, Deniz Hanım 'ın orada yaşaması ve onun sayesinde benim de orada yaşarmış gibi yapabilmem oldu. Yani, ortalama bir turistten farklı olarak, Barselona'da hâlihazırda yaşanan hayatın ritminin içine biraz olsun girebilmiş oldum. Aynı zamanda, Barselona'da geçirdiğim kısa sürenin Deniz'in taşınmasına denk gelmesi lojistik açıdan birtakım sıkıntılar doğurmuş olsa da, kendisinin ev arama sürecine burnumu sokma fırsatını yaratmasıyla ilgi çekici bir deneyim sağladı. Zannedersem 6-7 tane daire gezmişimdir Barselona'da, emlak koşullarıyla il

BCN - Bölüm 1:
Münih Havalimanı'nı kaç saniyede koştum?

"Kül bulutları dağılır mı? Lufthansa yine grev yapar mı?" gibi endişelerin gölgesinde geçen coşkulu bir haftanın cuma sabahında, TBMM'nin kuruluşunun tam da 90. yıl dönümünde İstanbul'dan Münih aktarmalı bir şekilde Barselona'ya doğru yola çıktım. Gece sadece iki saat uyumuş olmamdan mütevellit, Münih uçuşunu kahvaltı servisi haricinde uyuyarak geçirdim. Uyandığımda planlanmış iniş saati gelmişti ancak biz hâlâ havadaydık. Münih'teki aktarma sürem sadece bir saat olduğundan bu durum beni bir miktar kıllandırdı. Yaklaşık 15 dakikalık bir gecikmeyle Münih'e indik. Uçaktan inmemle birlikte koşmaya başladım. İlk kontrol noktam, orta düzeyde bir kalabalık içeren pasaport kontrol gişesi oldu. Alman polis memuru seyahatimle ilgili her detayı -Cebimdeki paranın miktarına dek- öğrendikten sonra tatmin olmuş bir şekilde pasaportuma damgayı bastı, ben de ikinci kontrol noktam olan güvenlik kapısına doğru koşmaya devam ettim. Güvenlik kontrolündeki memur çantamdak