Kendime kahve yapayım dedim, kahve makinesini de temizledim. Kahve sürahisini yıkadım. Hazır elim değmişken filtrenin olduğu kısmı da yıkayayım dedim. Makineyi temizledikten sonra damacanadan su almak için eğildiğimde evde su kalmadığını fark ettim. Erikli'yi aradım, dört defa bir tuşuna bastım, telesekreter en kısa zamanda suyun elime ulaşacağını söyleyip kapattı.
Kahve içemeyince odama döndüm. Eski ajanstan arkadaşlarla mail trafiğine girmiştik bir taraftan, bugün çalışıyorlardı, "Taksim'e geçerken uğrayayım, bir kahve içelim" dedim, "Tamam" dediler. Temizliğe devam ettim.
Bir buçuk, iki saat kadar sonra kapı çaldı, gelen Erikli'ydi. Suyu aldım, mutfağa yuvarladım, açtım, pompayı taktım ve kahve yaptım. Kahveyi içmeyi yarılamışken, "Aa, ulan ben biraz sonra kahve içmeye gitmeyecek miydim?" dedim, hüzünle karışık bir hayrete büründüm.
-Hikayenin sonunda kahramanımız şu Starbucks'taki kırmızılı mırmızılı ahududulu buzlu çay gibi şeyden içti.-
Sarper,
YanıtlaSilBir kahvesever olarak hayatinin bir bolumunu burada gecirmen gerekiyor kesinlikle. Kirk dakika degil saatlerce konusacagina eminim.
Italya'nin pizza ve makarnasiyla unlu olmasini anlamiyorum. Kahvesiyle unlu olmali bence.
Italya'da butun kafelerde kahve cok guzel ve cok ucuz. En sekilli mekanlarda bile 1 euro'ya kahve bulmak olasi. Sanirim bu yuzden de Starbucks'in Italya pazarina girmeye cesareti olmamis (Italya'da olmadigini sadece duydum emin degilim ama Floransa gibi turistik bir sehirde bile olmamasi beni bu argumana inandirdi).
Kahveyi farkli mi cekiyorlar yoksa bir numarami ceviriyorlar bilmiyorum ama bidigin Arabica kahveden inanilmaz lezzetler ortaya cikiyor. Evde yaptigimda bile cok guzel oluyor vallahi, hatta daha guzel oluyor. Muhtemelen bizde evlerde pek yaygin olmayan cezveye benzeyen bir alet kullanmalarindan kaynaklaniyor. Aleti ve calisma mekanizmasini bildigine emin oldugum icin anlatmiyorum.
Starbucks'a verdigimiz paralari hatirlayip icim yaniyor vallahi. Tamam mekan oturup sohbet etmek icin guzel ama o kahveye o para cok be kardesim. Ben burada isin inceliklerini ogreneyim, Turkiye'de senle bir kafe acalim.
Konunun ozu: Kahve icmeye her zaman beklerim:)
Mektup yazsaydın ya (:
YanıtlaSilAbi, geçenlerde bir arkadaşa ev hediyesi olarak espresso makinesi mi alsak diye düşünüyorduk, hayvan gibi bir araştırma yaptım espresso makineleri konusunda. Güzel espresso yapmak için birçok değişken var elbette ama en önemlisi, kahvenin taze olması. Taze olması da yeni kavurulmuş olması anlamına geliyor. Normalde biz önceden kavrulmuş, öğütülmüş ve paketlenmiş kahveyi içiyoruz. Bildiğim kadarıyla Starbucks'lara da kahve önceden kavrulmuş ve paketlenmiş geliyor, orada öğütülüyor.
Orada da, kahve tüketiminin çokluğu ve kahveye verilen değerin yüksekliği sebebiyle kahveler çoğunlukla taze kavrulmuş oluyordur, ondan o kadar lezzetlidir.
Mantikli bir aciklama ama evde yaptigim kahvenin neden lezzetli oldugunu aciklamiyor galiba. Cunku marketten paketlenmis halde aliyorum.
YanıtlaSilHatirlarsan Garipce'deki kahvaltida Suha kahvenin kalite derecelerinden bahsetmisti (Kuru Kahveci 3. kalite, Starbucks 2.kalite vs..). Suha bizi aydinlatsin:)
Acaba bu kalite farki burada satilan kahvenin kalitesiyle ilgili olabilir mi diye dusunmuyor degilim. Bu savimi destekleyen soyle bir durum var: Burada marketlerde kahveler genellikle 250 gramlik paketler halinde satiliyor. Ufak bir arastirmadan sonra Lavazza'da karar kilip 3 euro'ya yakin bir para gomdum. Benzerlerini 1-1,5 euro arasinda bulmak mumkun (bu arada buradaki kahve fiyatlari Turkiye'den cok daha uygun geldi bana, yamuluyorsam duzelt). Kisacasi demem o ki, kahvenin (cekirdek) kalitesi de etkili olabilir.
Bir diger faktor de kahveyi nasil yapacaklarini bilmeleri sanirim. Starbucks'da defalarca basarisiz yapilmis kahvelere sahit olmus biri olarak buradaki beceriyi takdir etmek lazim.